Cepheye Sema - Mevlevi Alayı Yürüyüşü
1.Dünya Savaşı'nda oluşturulan Mevlevi Alayı ve cephede şehit düşen Mehmetçikler anısına "Cepheye Sema - Mevlevi Alayı Yürüyüşü" düzenlendi.
Derneğimiz ile Türkiye'nin değişik illerindeki Tasavvuf Vakfı temsilcilikleri organizayonu ile yaklaşık 2 bin kişi Çanakkale'ye geldi. Gelibolu'da Gelibolu Mevlevihanesi'nde buluşarak, Mevlevi Alayı'nın cepheye yürüyüşünü temsilen Mevlevihaneden çıkış yapıldı.
Gelibolu Yarımadası Conkbayırı yakınlarındaki Kanlısırt Mevkii'nden 57'nci Alay Şehitliği'ne kadar 'Cepheye Sema' adı altında temsili Mevlevi Alayı Yürüyüşü gerçekleştirdik. Cephe yürüyüşü yapan mevlevilere, cephede mermi taşıyan kadını simgeleyen yöresel kıyafetli hanımlar, üzerlerinde 1.Dünya Savaşı sırasında mehmetçiğin giydiği üniformalardan bulunan askerler eşlik etti. Ney sesi ile Yürüyüşe katılanlar ilahiler söyleyip, salavat getirerek 57'nci Alay Şehitliği'ne kadar yürüdü.
Üstadımız Mustafa Özbağ yaptığı konuşmada "Gelecek neslinize bu toprakları öğretin. Gelecek neslinize burada vatan uğruna, Kur'an, İslam uğruna şehit olan bu şühedanın hatırını, sabrını, kıymetini öğretin. Gelecek nesillerinize bu şuuru, bu aklı, imanı, samimiyeti muhakkak öğretin. Amacımız gayemiz, maksadımız, bu topraklar uğruna şehit olan bu isimsiz kahramanların ruhlarına şad edip, onların haliyle hallenmektir. Bu memleketin, bu vatanın sahipsiz olmadığını, ecdadın arkasından giden, her şeyini feda edebilecek neferlerin var olduğunu ve hazır olduğunu göstermektir." dedi. ardından dua edip Mevlevihaneye dönüş yapılarak sohbet ve sema programı düzenlendi. mevlana.org.tr
"Bigalı Mehmet Çavuş" Çanakkale'de 30 Kişiyle Destan Yazdı
Çanakkale Savaşları'nın birçok kahramanının olduğu, onlardan birinin de sadece 30 kişilik takımıyla destan yazan "Bigalı Mehmet Çavuş" olduğu bildirildi.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mithat Atabay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 18 Mart 1915 öncesinde bir kahramanın doğduğunu, Mustafa oğlu Bigalı Mehmet Çavuş'un, Seddülbahir'de büyük başarılar elde ettiğini söyledi.
İtilaf donanmasının, 4 Mart 1915'de 5 zırhlı ve 7 torpido desteğinde, 3 büyük sandalla Seddülbahir İskelesi'ne gelerek, karaya 60 asker çıkardığını anlatan Atabay, Seddülbahir Tabyası'nın Osmanlılar tarafından boşaltılmış olmasına rağmen, bu bölgeyi kara saldırılarına karşı savunmaktan sorumlu olan 9. Tümen Komutanı Albay Halil Sami Bey'in, 27. Alay 3. Tabur 10. Bölük eratından Mustafa oğlu Bigalı Mehmet Çavuş komutasındaki bir takım askeri, Seddülbahir Kalesi'ne yerleştirdiğini kaydetti.
Bigalı Mehmet Çavuş'un, askerlerini deniz tarafına, karşıyı geniş bir açıdan görebilecek şekilde yerleştirdiğini ifade eden Atabay, 30 kişi olan Mehmet Çavuş ve takımının ellerinde, sadece el bombası ve tüfeklerinin bulunduğunu belirtti.
İtilaf askerlerinin denizden saldırabileceğini düşünen ve geceleri 5 nöbetçi bırakan Mehmet Çavuş'un, diğer askerleri ise kale içindeki siperlere yerleştirdiğini anlatan Atabay, karaya çıkan İngiliz askerleriyle Mehmet Çavuş'un takımı arasında, 3 saat devam eden şiddetli bir çatışmanın yaşandığını dile getirdi. Atabay, şöyle dedi:
"Seddülbahir Kalesi içerisinde bulunan Mehmet Çavuş'un askerleri sürekli yer değiştirip, ateş ederek sayılarını çok gösterdiler. Bu nedenle teknelerde bekleyen İngiliz askerlerinin tamamı karaya çıkamadı.
Bigalı Mehmet Çavuş'un tüfeğinin namlusu paramparça oldu, namlusu parçalanmış elindeki tüfeğini İngilizlere fırlattı ve yerdeki taşları alarak mücadeleye devam etti. Düşmana taşla saldıran Mehmet Çavuş'u gören takım arkadaşları da açıktan ateş etmeye başladılar. Bu sırada Mehmet Çavuş başından ve göğsünün sağ tarafından yaralandı. Kıyıda bulunan İngiliz birlikleri, teknelerine binerek uzaklaşmaya başladı. Akşama doğru yedek (ihtiyat) kuvvetler Seddülbahir'e geldiğinde, mücadeleyi sadece 12 asker sürdürüyordu. 4 Mart'ta Seddülbahir'de 6 şehit, 13 yaralı verildi."
-"Mustafa Kemal, madalyayla ödüllendirilmesini istedi"-
Mithat Atabay, 19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal'in, Seddülbahir'in kuzeyindeki Haraptepe'den Müstahkem Mevki Komutanı Cevat Paşa'ya bir rapor göndererek, Bigalı Mehmet Çavuş'un madalyayla ödüllendirilmesini istediğini söyledi. Atabay, Mustafa Kemal'in bu olayı, şöyle anlattığını kaydetti:
"Söz konusu öğleden evvel saat 09.00'da, düşmanın üç dretnot ve beş torpidosu tarafından Seddülbahir ve civarı bombardıman edilmeye başlandı. Bu sırada bir nakliye gemisiyle üç mavnası Seddülbahir İskelesi'ne yanaşarak, asker çıkarmaya başlamış ve bombardıman himayesi altında bir subay kumandasında 70 kişilik tahmin edilen bir kuvvet ve bir makineli tüfek iskeleye çıkmıştır. 27. Alay'ın 10. Bölüğü'nden Mustafa oğlu Mehmet Çavuş kumandasındaki yarım takım tarafından çıkan düşman üzerine Seddülbahir tabyasından ateş açılıyor ve düşman da karşı ateşe başlıyor. Muharebe üç saat kadar devam etmiş, mesafenin azlığı ve askerimizin şiddetli ateşi altında ve en nihayet süngü hücumuna kalkması sayesinde düşman askeri sebat edemeyerek, birçoğu vurulmuş oldukları halde sandallarına binerek kaçmışlardır.
Bombardıman sırasında 27. Alay 10. Bölükten 6 şehit ile 13 yaralımız vardır. Bunlardan üç şehit Seddülbahir'de, diğer üçü Harap Tabya'da bekleme mevziinde bulunan kıtadandır. Seddülbahir'de şehit olan 13 neferden Nuhoğlu Nuh'un cesedi bulunamamış ise de şehit olduğu kuvvetle muhtemeldir.
İş bu muharebede, 46 bin 700 piyade mermisi sarf edilmiştir. Beş silah ile sekiz kasaturanın henüz bulunamadığı ve iki silahın kundaklarının harap olduğu ve bu konuda zayiat listesinin takdim edildiği arz olunur."
Atabay, Enver Paşa'nın, Mehmet Çavuş'u hastanede ziyaret ederek, madalya ile ödüllendirdiğini belirterek, "Başkumandan Vekili Enver Paşa, Çanakkale'yi ziyaretinde, hastanede tedavi edilen Mehmet Çavuş ve eşini ziyaret etmiş ve harp madalyası ile ödüllendirmişti. Enver Paşa, Seddülbahir kahramanlarını ayrı ayrı tebrik etmişti" diye konuştu.